TÜRKİYE’NİN
İLK SÜNGERCİLİK MÜZESİ BODRUM’DA AÇILACAK
Bodrum’un yerel ve kültürel yapısının
temel taşlarından ve unutulmaya yüz tutmuş mesleklerinden olan süngerciliğin
hayatta kalması için gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında Süngercilik Müzesi
açılıyor. Önceki akşam düzenlenen geniş kapsamlı programla Süngercilik Müzesi Protokolü,
Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ile müze sponsoru Mustafa Cem arasında imzalandı.
Bodrum Kalesi Batı Hendeğinde Bodrum Belediye
Başkanı Ahmet Aras’ın ev sahipliğinde gerçekleşen protokol imza törenine Bodrum
Kaymakamı Bilgehan Bayar, İl Kültür Turizm Müdürlüğü Başkan Yardımcısı Osman
Engin Deniz, MUSKİ Bodrum Daire Başkanı Oğuz Kaan Bardakçı, İlçe Turizm Danışma
Bürosu Şefi Hüseyin Bök, Bodrum Belediye Başkan Yardımcıları Tayfun Yılmaz ile
İbrahim Akbaş, müze sponsoru ve eski süngerci Mustafa Cem, CHP İlçe Başkanı
Halil Karahan, BODTO Başkanı Mahmut Serdar Kocadon, Deniz Müzesi Müdürü Selen
Cambazoğlu, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi Müdürü Hüseyin Toprak, IMEAK Deniz
Ticaret Odası Başkanı Orhan Dinç, Bodrum Denizciler Derneği Başkan Yardımcısı
Semra Bilgili, ÇYDD Başkanı Meral Saraçbaşı, Atatürkçü Düşünce Derneği Bodrum
Şube Başkanı Ümit Baltutan, eski kale müdürü Oğuz Alpözen, denizciliğe emek
vermiş süngerciler, aileleri ve basın mensupları, vatandaşlar katıldı.
Tiyatrocu Utku Erişik’in tiyatral
sunumuyla başlayan imza töreninde dans gösterileri, türküler ve belgesel
gösterimler katılımcılar tarafından büyük beğeni topladı. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman
Gürün’ün, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’a ve deniz sevdalılarına
selamlarını ilettiği mektubun okunmasının ardından açılış konuşmaları gerçekleşti.
Bodrum Belediyesi İşletme ve
İştirakler Müdürlüğü’ne bağlı Bodrum Deniz Müzesi Müdürü Selen Cambazoğlu,
süngercilikle ilgili çocukluğunda babasıyla yaşadığı bir anısını anlatarak konuşmasına
başladı. Bugün somut bir adım attıklarını söyleyen Cambazoğlu, öncesinde çok
önemli toplantılar gerçekleştirdiklerinin altını çizerek Süngercilik Müzesi
hakkında bilgiler verdi. Toplumun gelişimi ile ilgili hizmet edecek olan
müzenin önemine değinerek müzenin kurulmasında katkı sunan herkese teşekkür
etti.
Müze Sponsoru ve eski bir süngerci
olan Mustafa Cem ise katılımları dolayısıyla herkese teşekkür ederek Bodrumlu
süngercilerin bu mesleği neden seçtiğine değindi. Ayrıca kendisinin de bir
sünger avcısı olduğunun altını çizerek, “Biz sünger avcılarının ve
ailelerimizin anlatacağı birçok hikâye var. O kadar çok ki binlerce sayfa.
İleriki zamanlarda müzemizin yapacağı etkinliklerde bu hikayeleri sizinle
paylaşma fırsatı bulacağımızı umuyorum.” dedi.
Bodrumlu süngercileri temsilen konuşan
son süngerci Aksona Mehmet ise “15 yaşında küçük bir çocukken 1968 yılında
buraya geldim. İskeleye sünger avcılığına başladım. İyi ki bu muhteşem deniz
kültürü içinde hamurum yoğrulmuş. O gün bugündür 58 yıldır bu iskeledeyim. Sünger
kültürünü gelecek nesillere aktarmayı omzumda borç biliyorum.” şeklinde
konuştu.
Son süngercilerden Mehmet Yavaş ise
süngercilik mesleğini icra ettiği dönemlerdeki anılarını katılımcılarla
paylaştı.
“Müzelerimiz kültürümüzde somut izler
bırakır”
Süngercilik Müzesi’nin Bodrum ve
ülkemiz için önemine değinerek konuşmasına başlayan Belediye Başkanı Ahmet
Aras, “Tarihimize, kültür mirasımıza sahip çıkmak ve gelecek nesillere aktarmak
için Süngercilik Müzesi protokolünü imzalamak adına burada toplandık. Yönetime
geldiğimiz ilk günden beri attığımız her adımda sanata ve tarihe önem vermeye
çalıştık. Kültürün sanatın ve tarihin ne kadar önemli olduğunu farkındayız.
Eğer köklerimizi bilmezsek ve sahip çıkmazsak dağılıp giden bir toplum haline
geliriz. Bütün çalışmalarımız bunun üzerine. Geleceği inşaat etme arzumuz vardı
ve bu arzumuzu dillendirdikçe Sevgili Mustafa Cem de bizi uzaktan takip etmiş
ve bizim kararlılığımızı ve heyecanımızı görmüş. Sağ olsun, onun bize ulaşması
sayesinde bugün Bodrum’a çok önemli bir müze kazandırıyoruz. Müzelerimiz
kültürümüzde somut izler bırakır.” dedi.
“Bodrum için 10 müze hedefimiz var”
Başkan Aras, Bodrum için
belirledikleri hedeflere de değinerek şunları söyledi:
“Bodrum için 10 müze hedefimiz var
adım adım bunları gerçekleştireceğiz. Bizden önceki değerli yöneticiler, yerel
yöneticiler ve mülki idare amirlerimiz ve tabii ki bu işe gönüller verenler
Bodrum’da çok önemli eserler bıraktılar. Kültür, sanat ve edebiyat alanında
hiçbir zaman boşluk olmamalı. Her zaman kültür, sanat ve edebiyatla yoğrulmak
durumundayız. Belediyemiz bununla ilgili çalışmalarını sürdürüyor.”
Tarihin Babası olarak bilinen
Bodrumlu Herodot’tan bahsederek konuşmasına devam eden Başkan Ahmet Aras,
tarihi değerlere sahip çıkılması gerektiğine vurgu yaparak tahribattan uzak
durulması gerektiği mesajını verdi. Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras; tarih,
kültür ve sanatın Bodrum’da yaşatılması için emek veren, çaba harcayan herkese
teşekkürlerini sundu.
Bodrum Kaymakamı Bilgehan Bayar ise konuşmasında,
1923-1930 yılları arasında nüfus mübadelesinden bahsederek Kumbahçe’ye yerleşen
Girit Türklerinden söz etti. Hayatlarını idame ettirebilmek için süngerciliğe
başladıklarının altını çizen Kaymakam Bayar, süngerciliğin önemine değindi.
Bodrum’da şehrin kimliğini oluşturan mesleklerden birinin süngercilik olduğunu
söyleyen Bilgehan Bayar, “Bu kültürü gelecek nesillere yansıtmak, yaşatarak
aktarabilmek çok önemli. Çünkü geçmiş geleceğin aynası gibi gelecek nesillere
ciddi bir rota, ciddi bir yön veriyor. Hem sponsorumuzu hem emeği geçenleri
can-ı gönülden tebrik ediyor, kutluyorum.” dedi.
Konuşmaların ardından taraflarca
Sünger Müzesi protokolü imza altına alındı.
Gecede, sualtı belgesel yapımcısı ve
sualtı biyoloğu Dr. Mert Gökalp’in Bodrumlu sünger avcılarının zor hayatlarına
ve sünger avcılığı esnasında yaşanan tehlikeli anlara bir kurgu hikâye
üzerinden odaklanan ödüllü kısa film IRME’nin gösterimi gerçekleşti.
Programın devamında ise Sanatçı Özgür
Kıyat, süngerci Aksona Mehmet (Mehmet Baş) için bestelediği “Aksona Zeybeği”
türküsünü seslendirdi.
Grup Horokos’un vurgun yiyen
süngercileri konu alan Kalimnos adasının geleneksel dansı Mihanikos halk dansı
gösterisi sonrasında program, Bodrum Girit ve Yunanistan Göçmenleri Kültür ve
Dayanışma Derneği Başkanı Zehra Denizaslanı’nın anlatımıyla geleneksel denizci
yemeklerinin sunumu ve tadım etkinliği ile son buldu.